Hepinizi
en içten duygularımla selamlıyorum...
"Önce dişlerimiz döküldü,
sonra saçlarımız..
Ardından birer birer
arkadaşlarımız...
Şu canım dünyanın orta
yerinde,
Bir başına yapayalnız kırılmış
kolumuz kanadımız, tatlı canımızdan usanmışız...,
Akşam olur mektuplar hasretlik
söyler.
Zagreb Radyosunda Lili MarLen
Türküsü..."
demiş şair..
Asıl hikayesine gelince;
1. Dünya
Savaşı'nda Almanların propaganda malzemesi olarak kullanmak istedikleri Lili
Marleen şarkısı 2. Dünya Savaşı'nın simgesi olmuş... Şiir yazarı Hans
Leip adında savaşta cepheye giden bir alman köylüsü. Bestecisi ise Norbert Schultze.
doğru yazmak için de araştırdım hea..
Marlene Dietrich'ten de defalarca
dinlediğim şarkıyı Atilla İlhan'ın beste formunda dinlediğimde vazgeçilmez
oldu. Anadolu mu, bağlama mı, dinlediğini anlamak mı.. her ne ise..
Eski antika radyolara olan
merakımın da payı vardır ki, 'zagreb radyosu' yazan kısıma ayarlarken de
duyduğum cızırtı kadar anlamsız bir meraktı.. ( Çünkü daha bu yaşıma kadar hiç
antika radyom olmadı benim.:)
'GüzeL GünLer..
.'dedik, geçen zaman zarfında geride kaldığına zor da
olsa kanaat getirdik. Luck yıllar oldu yazı yazmayalı...
Destekleyenler, dön diyenlere hayal kırıklığı yaşattım belki. Bugüne kadar
birikmiş yürekteki cümlelerime, beyin anevrizmalarımın içinden çıkan
saçma sapan teorilere hasret kalanlar için sıfırdan bir blog inşa ettim....
Bu kez hayal peşinde ve geçmişin hatıratlarında kalmayalım dedik. Bir
cızırtılı radyo kanalı, bir eski bağlama sesi, mücadele kokan eski bir türkü
olsun adı... 'LiLi MarLen'... Vaktim var, sonra yazasım da.. İşin
ilginç tarafı yıllardır kaybettiğim hevesimde.... Yaşımla,
yaşamışlığımla, saçmalarımla kabul ediniz, Luck yeniden sizlerle..... Perde....
;) wayt...!
(Gözlüğümüz dolayısıyla pembe değil koyu artık ;)
Hayırlı olsun
YanıtlaSilTeşekkürler, ilk takipçimiz . :)
Sil