18 Ekim 2014 Cumartesi

DİYET

Koca Ali, kılıç yapımıyla uğraşan ve askerlik yapan biri­dir. Kendi dükkânında sürekli kılıç yapmakta, hiç kimseyle konuşmamaktadır. Koca Ali’nin ailesi oldukça zengin bir ailedir. Babası hak­sız yere idam edilmiştir. Onu, amcası okutmuştur. Koca Ali, bu zor hayatta kimseye minnet etmeyen biri olduğu için Ana­dolu’ya gelir. Kendi emeği ile demircilik yaparak geçinmeye çalışır. Koca Ali işinin dışında sadece mescide gitmekte, mescit­te mesnevidinlemektedir. Mesnevinin dilini anlamadığı hâlde, ahenginden dahi çok duygulanmaktadır. Yine böyle mescidden evi­ne döneceği bir gün sokakta biraz dolaşır. Daha sonra evine gelir ve uyur. Uykusunun arasında kapısı hızlıca çalmaya baş­lar. Dizdarlar gelmiştir. Evini ararlar. Gece altın keseleri çalın­mış, keseler de Koca Ali’nin evinin yanında bulunmuştur.
Evinde bir de kan görünce bütün şüpheler onun üzerinde toplanır. Koca Ali, ne yapsa suçsuz olduğunu anlatamaz. Ce­za olarak sağ eli kesilecektir. O, kolunun kesilmesindense ba­şının kesilmesini ister. Koca Ali, mahallede çok sevilen biridir. Kimse onun suç­lu olduğuna inanamaz. Mahalleli cimri ve zengin Kasap Hacı Mehmet’e gider. Ondan Koca Ali’nin diyetini ödemesini ister. Yeniçeriler, Kasap Hacı Mehmet’e, Koca Ali’ye yardım etmesi durumunda, Koca Ali’nin onun işlerini göreceğini söylerler. Kasap Mehmet, böylelikle Koca Ali’nin diyetini öder ve kolu­nun kesilmesini önler. Koca Ali, çok zor bir hayatın içine gir­miştir. Kasap Mehmet, bütün işlerini ona yaptırmaktadır. Çok huysuzdur. Sürekli ödediği parayı Koca Ali’nin başına kakar. Koca Ali, hiç cevap vermez, sabretmeye çalışır. Aradan bir hafta geçer. Koca Ali, balta ile kolunu keserek Kasap Meh­met’in yüzüne atar. Böylelikle kolunu kaybeder; fakat guru­runu ve özgürlüğünü kazanır.
   Ömer Seyfettin hikayeleri ile büyüdü neslimiz. Acı ve ajitasyonun dibine vurarak. Arabesk hikayelerle...
En sonu hep bir hayat dersine bağlanırdı. Erdemli olmayı öğretirdi bize, bir o kadar acıyı hissetmeyi. 
Sonra yasaklandı Ömer Seyfettin hikayeleri okullarda, piyasada.
Şimdi düşünüyorum da, yasaklasa mıydık, canımızı yakan hikayeleri, kahramanları hayatımızda, daha  sağlıklı bir nesil olabilmek için.. Koca Milli Eğitim'in bir bildiği vardı elbet. Şimdi ki  gibi başıbozuk değildi eğitim sistemi. Dayak yerdik öğretmenlerimizden ama terbiyeliydik, ahlaklıydık.
Şimdi kitapçılarda her türlü saçma sapan eser satılmakta. Gençler okumakta.


Hepimizin diyetleri olmuştur hayatta ödemesi zor da olsa ödediğimiz.

Yaşadıklarımız, inandıklarımız , gördüklerimiz, görmekten eshef duyduklarımız, inanamadıklarımız, acıyla kabullendiğimiz hikayelerimiz olmuştur elbet...
'Kader ' deyip kuytularına sığındığımız zamanlarla, boşa kürek çektiğimiz hikayelerimizle , ömrümüzü tüketmekteyiz.
Diyet, kaşağı, kütük, ilk cinayet...
Her biri bir yerinden dokunurmuş yaşama.
Maalesef tedavülden kalkması, yasaklanması gerçekleri anlamamıza engel olmadı..
Bir tek duygu vardı diyetten andığımız hayat dersi o da;
Ne mutlu ki Koca Ali  gibi, gururumuzu ve özgürlüğümüzü kazanabildik hikayelerin finallerinde...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder