Canım kızım, çitlembiğim..
Adet oldu burada sayfalarda birbirimize güzel sözler etmek..
Adettendir diye değil, sana içimden gelenleri yazacağım.
Sen benim yeğenimden ziyade kardeşim gibisin. Bak diğer yeğenlerimde bunu hissetmem..
Demirlibahçe’de size bakardım yazları… . Ortaokuldaydım ozamanlar …
Melik bebekti, senin balon etekli Tarkan saçlı tipin bugün gibi
gözümdedir. Sürekli burnun kanardı, kılcal damarların çatlaktı. Peşinden gezerdim acaba burnu kanar mı diye
korkardım..
Gölgemdin sen benim, akşamları annen işten gelince “Hadi git
arkadaşlarınla oyna sen” derdi bana, akşama kadar size bakıyordum. Günün sonunun
heyecanı da buydu benim için arkadaşlarımla top oynamak. Ama ne mümkün
yapışırdın “ben de gideceğimmm!” diye
tuttururdun. Sinir olurdum sana, annen söz geçiremezdi. Ben havalı havalı oyuna
başlamışken sen biterdin dibimde sırıtarak. Bişey diyemezdim atsan atılmaaaz
satsan satılmaz yeğen…
Çanta gibi yanımdaydın hep. Kurt yüzme ihtisasa götürürdüm seni bu arada
yaşımda 13-14 ha.. Ortaokuldayım düşün Meriçler’den küçük..
Küçük anne gibiydim sorumluluk duyardım senden..
Ne gereksiz? Değil mi? Bu sorumluluk duygusu doğuştan yapışmış bana
şimdi anlıyorum.. :J
Sonrasını hatırlamıyorum geri kalan en net anekdot o karanlık gece ve bu
yana geçen zaman..
Kapıdan girdiğimde Selma Teyzen haberi verdiğinde ilk hissettiğim şey
sen ve Meliki’in hissiydi. Melik Eskişehirde’ deydi, habersizdi, ama sen
haberliydin. Ağzımdan çıkan ilk kelimeyi hatırlıyorum “ Merve nerede?” Ne
annemi gördü gözüm ne ablamı ne babanı…
Sonra kenetlenişimi hatırlıyorum sana, sabaha kadar içime akıtarak kanlı
gözyaşımı seni telkin etmeye çalıştığımı…
Sabah Melik' i bekleyişimizi, anlamaya çalıştığım acını.. Melik'e haberi
benim vermem gerektiğini düşündüğüm ve bu cesareti nasıl kendimde bulduğumu da hatırlamıyorum. Bu kadar cesur
olmak zorunda değildim belki ama sevdiklerimin acısı benden hep 10 adım önde
geldi daima… Sonra kollarımın arasında ikinizle o en sevgilimizi uğurlama
merasimimiz.. Annenizle son vedaya yüreklendirişim sizi…
İçim kan ağlıyordu oysa.. Ama gözyaşı dökemedim… Ayakta kalmanız gerekti…
Güce ihtiyacınız vardı.Zaten o gün bugün sıyırdım ben.. Tek ben bilirim.. :)
Güce ihtiyacınız vardı.Zaten o gün bugün sıyırdım ben.. Tek ben bilirim.. :)
Seninle geçirdiğimiz geceler, sohbetler, senin kafanı dağıtmak için apar
topar iş bulmam sana, yanımda yamacımda hissetmem.. Ve geri kalanı sen
biliyorsun zaten…
Gelinliğin, evlenmen,mutluluğun, mutsuzluğun, bana verdiğiniz ehemmiyet,
beni anlaman, bak gözlerimden yaşları tutamıyorum şu an..
Ne çok birikmişiz
kızım seninle…….!
Sana yapıştırdığım şarkı çalıyor fonda….
‘Bugün sen çok gençsin
yavrum
hayat ümit neşe dolu
mutlu günler vaad
ediyor
sana yıllar ömür
boyu
ne yalnızlık ne de
yalan üzmesin seni
doğarken ağladı
insan bu son olsun bu son…
doğarken ağladı
insan bu son olsun bu son….
Benim duygusal,
Benim zeki,
Benim
güzel,
benim güçlü kızım..
Hepimizi gülümseten yavrum…
O günden bu yana bir tek şey söyledim herkese
benim 2 değil, 4 çocuğum var..
Allah ömür verdikçe, sağ olduğum müddetçe,
Anne gibi yar, teyze gibi yarı, dost gibi
yoldaş olmaya andiçtim..
İyi ki doğmuşsun,
İyi ki benim can’ımsın…
Merve'm...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder